19 Mart 2010 Cuma

Yer Altındaki Mezar

Bütün gece uyuyamadım. Aklım ve fikrim gördüğüm şeyde. Nedir bu? Nasıl bir şeydir? Böyle birşey olmasının imkanı var mıdır? Belki bana deli diyeceksiniz ama gördüm. Hem de gecenin bir yarısında. Gördüğüm şey aslında uzun süreden beri varlığına inandığım ama olduğunu düşünmediğim bir şeydi. Üstelik beni takip ediyodu!
Korkmalı mıydım?
Bana zarar verir miydi?
Yer altındaki mezarlıkta ne işi vardı?
Yer altındaki mezarlık! Olamaz! Bu... Hayır... Kesinlikle ve kesinlikle hâyâl görmüş olmalıyım. Hatta deliriyorum. Beyaz tenli birini gördüm diye illa ki onun Vampir olacak hali yok ya! Ama... Of... Bu kadar da beyaz tenli birini görmedim ki hayatım boyunca. Üstelik ten rengi ölünün ten renginden daha da beyazdı. Göz altındaki morluklar apaçık belli oluyordu. Gözrengi altın sarısıydı.
Burun buruna geldiğimiz anda çığlığı basıverdim. Elini uzatıp omzumu tutuverdi. Tırnaklarımı batırdım bunun üzerine. Elini hışımla çekti. Arkama döndüm ve elimden geldiğince hızlı olarak koşmaya başladım.
Eve geldiğim zaman annem ve babam evde yoktu. Korkuyla üst kata çıkıp odama girdim. Kapıyı kilitleyip pencereye koştum. Pencerenin de kilidini taktıktan sonra yatağımın üstüne oturdum. Korkudan tir tir titriyordum.
Yer altına gitmemin sebebi arkadaşlarımız ile girdiğimiz idda sırasında düşürdüğüm yüzüğü almaktı. Nereden bilebilirdim ki orada bir Vampirle karşılacağımı?
Orada dair bir söylenti vardı. Yer altında mezar olduğu idda ediliyordu. İnsanlar korktukları için giremiyorlardı oraya. Söylenti doğruydu. O mezarı ben de görmüştüm ve bu mezar Vampir'e aitti.
Hışımla yerimden kalktım. Labtop'ımı elime aldım. Yatağımın üzerine tekrardan oturduktan sonra internette araştırma yapmaya başladım. Bunu yapıyordum ama internetteki bilgilerin doğruluğuna da pek güvenmiyordum doğrusu...

DEVAM EDECEĞİM...

Ceren OKTAY...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder